HomeHubyar Sultan

Belgeler

Belgeler I. 1455-1485 YILLARINA AİT BELGE:1455-Karye-i DEĞERYER, Malikâne-i Şeyullah veled-i Cüneyd Ağa divânî mezkûr.Eşref veled-i Resul 2, Seydi

A. Keykubat ile H. Sultan
Hubyar ve Sultan Murat
Hubyar Sultan’ın Evlatları

Belgeler


I. 1455-1485 YILLARINA AİT BELGE:
1455-Karye-i DEĞERYER, Malikâne-i Şeyullah veled-i Cüneyd Ağa divânî mezkûr.
Eşref veled-i Resul 2, Seydi veled-i Yaramış 1, Yusuf veled-i Mimari, Mecid veled-i Yusuf Çelebi veled-i nâm Ali 2, Tanrıvermiş veled-i Mihmad Beg Fakîh veled-i Mehmed nâm İbrahim veled-i Mehmed Beg 1, Hoca Bayezıd veled-i Hoca Fakîh ….veledi 2, Dündar veled-i Hızır Fakîh veled 2, Mesud veled-i Musa 1, İsmail veled-i Mahmud 2, Mustafa veled-i Musa 1, Halil veled-i Süleyman 2, Bayezıd veled-i Süleyman 2, Ya’kûb veled-i Bayezıd 2, Musa veled-i Mihmad Beg 1, Mihmad veled-i İne Gazi 1, Halil veled-i Cafer 1, Hasan veled-i Zekeriya ekinlü, Belci veled-i Dündar (caba), Seydi Ali veled-i Bayezıd (caba), Menteşa veled-i Hasan (caba), Ayvat veled-i Hüseyin (caba), İlbeg veled-i Ali (caba), Aykut veled-i Eşref mücerred, Türkeri veled-i …. mücerred, Hamza birâder-i Aykut mücerred, Ahmed veled-i Ya’kûb mücerred, Şeyh Paşa İmam.
1485-Karye-i DEĞERYER, tâbî-i Tozanlu ve divânî tamam. Timar-ı Kılıç veled-i Kasım Beg Tozanî. Malikâne-i tamam mülk-i Nebiullah Cüneyd.
Ali veled-i Mehmed 2, Hızır veled-i Mezid 1, İsmail veled-i İbrahim 1, Mehmed veled-i Tanrıvermiş 1, Mehmed veled-i Halil 1, Dursun Fakîh veled-i Mustafa imam 1, Seydi Ahmed veled-i Ya’kûb 1, Kılaguz veled-i Orucgazi 1, Durmuş veled-i O (caba), Mehmed veled-i Bayezıd 1, Menteşa veled-i Hasan Fakîh (caba), Halil veled-i Süleyman 1, Aydın veled-i Musa bennâk, Mesud veled-i Musa bennâk, Bekir veled-i Dündar 1, Nazır veled-i Mihmad bennâk, 1, Şeyh Ahmed veled-i Mustafa bennâk, Emir veled-i Musa (caba), Yar Ahmed veled-i Mustafa (caba), Veli veled-i Aykut bennâk, … veled-i İsmail mücerred, Musa veled-i Hacı Bayezıd (caba).
Mevkûf: Erver veled-i Oruc Hoca 1
Çiftlik-i hassa 2
Nefer 22
II. 1520 YILINA AİT BELGE:
1520-Karye-i DEĞERYER, tâbî-i Tozanlu.
Cavid veled-i Hızır 1, Dilşad veled-i İsmail 1, Huccet veled-i Mehmed 1, Mehmed veled-i Erûz 1, Adil veled-i Şeyh Ahmed mücerred, Murad veled-i Murad imam (caba), Ümmet veled-i Mesdûd bennâk, Dündar veled-i O nîm, Mehmed birâder-i O (caba), Yılşad veled-i Ayvaz 1, Halil veled-i Mehmed 1, Veli veled-i ….. bennâk, Pîr Veli veled-i Kuli 1, Hubyar veled-i Yar Ahmed (caba), Hacı İlyas veled-i Hasan 1, Şarkî veled (caba), Hamza veled-i Halil nîm, Bayram veled-i Hüseyin, Calabverdi veled-i O, Tanrıvermiş veled-i O, Ali Birâder-i Bayram, Hacı Ahmed veled-i Seyid Ahmed mücerred.
-Zemin-i Mehmed Fakîh ve …… Arab veled-i Kılıç tasarruf idüb rüsûmun ve behresin verir
III. 1554 YILINA AİT BELGE: 
1554-Karye-i DEĞERYER, tâbî-i Tozanlu.
Ali veled-i Davud mücerred, Kaya birâder-i O ma’a birâdereş becây-ı pederiş nîm, İsmail veled-i Beyad (caba), Hüseyin birâder-i O (caba), Hamza birâder-i O (caba), Burhan birâder-i O (caba), Hasan birâder-i O ma’a birâderân becây-ı pederiş nîm, İsa veled-i Burhan mücerred, Musa veled-i Hasan mücerred, Bayram birâder-i O (caba), İbrahim veled-i Hamza (caba), Veli birâder-i O (caba), Muhsin veled-i Mehmed nîm, Şahveli veled-i Ahmed (caba), Durak birâder-i O (caba), Aliyar veled-i Mehmed mücerred, İhtiyar birâder-i O (caba), Adil veled-i Şeyh Ahmed (caba), Erzânî birâder-i O (caba), Bayram Hoca veled-i Ümmet becây-ı pederiş bennâk, Dündar veled-i Seydi nîm, Seydi veled-i O mücerred, Şahveli veled-i Mehmed (caba), Ali birâder-i O (caba), Hamza birâder-i O (caba), Bekir birâder-i O (caba), Musa veled-i Beyad (caba), …… birâder-i O ma’a birâdereş becây-ı pederiş nîm, Gazi veled-i Ahmed (caba), Ahmed veled-i O mücerred, Mürüvvet birâder-i O mücerred, İbrahim veled-i …. (caba), Ali birâder-i O (caba), Bali veled-i Pirveli ma’a birâdereş becây-ı pederiş nîm, Şahveli veled-i Koç Ali (caba), Ali birâder-i O (caba), Hubyar Derviş veled-i Yar Ahmed (caba), Ali birâder-i O (caba), Mustafa birâder-i O mücerred, Aliyar veled-i Mehmed mücerred, İhtiyar birâder-i O (caba), Murad veled-i Budak (caba), Calabverdi veled-i Bayram ma’a becây-ı pederiş nîm, ……. veled-i Budak mücerred, Bedir veled-i Calabverdi (caba), Dede birâder-i O mücerred, Himmet birâder-i O mücerred, Satılmış veled-i Garib (caba), Mürüvvet veled-i O mücerret, Himmet veled-i Bekir (caba), Ali veled-i O (caba), Veli birâder-i O mücerret.
-Zemin-i Mehmed veled-i ….. hâliyâ der tasarruf-ı Şahveli veled-i Ahmed haric reaya nîm.
-Zemin-i Halil veled-i Mehmed, hâliyâ der tasarruf-ı Gazi veled-i Ahmed nîm.
-Zemin-i Veled veled-i Aykud, hâliyâ der tasarruf-ı İbrahim veled-i …. ve Ali birâdereş ve Sevindik birâdereş haric reaya bennâk.
-Zemin-i Hacı Hasan veled-i İlyas, hâliyâ der tasarruf-ı Aliyar veled-i Mehmed nîm.
-Zemin-i Hamza veled-i Halil, hâliyâ der tasarruf-ı Hasan veled-i Dilşad nîm.
-Zemin-i haric ez-defter Hacı Ahmed, hâliyâ der tasarruf-ı ….. veled-i Pirveli nîm.
-Zemin-i Mehmed Fakîh, der yed-i Arab veled-i Kılıç hâliyâ der tasarruf-ı Calabverdi veled-i Bayram tasarruf idüb resmin ve behresin verir nîm.
-Zemin-i Aydın, hâliyâ der tasarruf-ı Bayram Hoca veled-i Himmet bennâk.
-Zemin-i Dursun, hâliyâ der tasarruf-ı Şahveli veled-i Mehmed nîm.
-Zemin-i Nazır, hâliyâ der tasarruf-ı …. veled-i Dilşad nîm.
-Zemin-i Oruc, hâliyâ der tasarruf-ı Şahveli veled-i Ahmed nîm.
-Zemin-i haric ez-defter, hâliyâ der tasarruf-ı Hamza veled-i Dilşad nîm.
-Zemin-i haric ez-defter ve sucak ve …. hâliyâ der tasarruf-ı Satılmış veled-i Garib nîm.
-Zemin-i Gürgençukuru der tasarruf-ı Hubyar Derviş ehl-i reâya kimesne olub baltası ile feth idüb ….. zaviye mağmur etmiş 30 kilelik yerdir.

IV.1574 YILINA AİT BELGE:
1574-Karye-i DEĞERYER, tâbî-i Tozanlu.
Malikâne-i tamam Şeyhullah bin Cüneyd hâliyâ rub’ malikâne-i der tasarruf-ı ALİ BABA ve rub’ malikâne-i der tasarruf-ı Hasan veled-i Haydar ve Şah Ağa Hatun ve Şah Lüle Hatun ve 2 rub’ malikâne-i mülk-i Mürüvvet evlâd-ı Şeyhullah ber mûceb-i huccet-i şer’iyye.
Neferâ 138 (Belgede, isimleri yukarıdaki örneklerde olduğu gibi yazmakta)
Nîm 7
Bennâk 2
Caba 50
Mücerred 99
-Zemin-i Mehmed veled-i Erûz, hâliyâ der tasarruf-ı Şah Veli veled-i Ahmed mücerred.
-Zemin-i Veled veled-i Aykud, der tasarruf-ı İbrahim veled-i ….. ve Ali ve Sevindik biraderân bennâk.
-Zemin-i Hacı Hasan veled-i İlyas, hâliyâ der tasarruf-ı Ali Şah veled-i Mehmed ma’a biradereş nîm.
-Zemin-i Hamza veled-i Halil, der tasarruf-ı Hüseyin veled-i Biyad nîm.
-Zemin-i Hacı Ahmed, der tasarruf-ı Erzuman veled-i Pirveli nîm.
-Zemin-i Mehmed Fakîh, der yed-i Arab veled-i Kılıç, der tasarruf-ı Calabverdi veled-i Bayram Hoca, hâliyâ der tasarruf-ı Murad veled-i Ali nîm.
-Zemin-i Aydın, hâliyâ der tasarruf-ı Bayram Hoca veled-i Himmet bennâk.
-Zemin-i Dursun, hâliyâ der tasarruf-ı Şah Veli veled-i Mehmed nîm.
-Zemin-i Kaya veled-i Davud, hâliyâ der tasarruf-ı Dündâr veled-i Seydi nîm.
-Zemin-i Odlutaş demekle meşhurdur, der tasarruf-ı Veled veled-i Fakîh Ahmed ma’a Abdalçayırı ve Pınarburnu nîm.
-Zemin-i Kuyucak ve Kalkmapazar, der nezd-i Odlutaş, der tasarruf-ı Feyad nîm.
-Zemin-i Nazır, hâliyâ der tasarruf-ı Pirhan veled-i Biyâd nîm.
-Zemin-i Oruc, hâliyâ der tasarruf-ı Şah Veli veled-i Ahmed nîm.
-Zemin-i der tasarruf-ı Hamza veled-i Biyâd, hâliyâ der yed-i Veledaş nîm.
-Zemin-i der tasarruf-ı Satılmış veled-i Garib hâliyâ der yed-i Veledaş nîm.
-Zemin-i GÜRGENÇUKURU, der tasarruf-ı HUBYAR DERVİŞ ehl-i el-reâyâ kimesne olub baltası ile feth edip, Allah rızası için ma’mur etmiş 30 kilelik yerdir. Girü vech-i meşruh üzere zaviyelik üezere hududu ber mûceb-i huccet-i şer’iye mukerrer mezbûr Hubyar Derviş mutasarrıfdır. Mustafa veled-i Hubyar Derviş, Cafer veled-i Ali ve Erdoğan birader-i…
“Gürgençukuru Hubyar Derviş’in elindedir. Bu zât-ı muhterem, baltası ile yer açıp, Allah rızası için bir tekye inşa etmiş, 30 kilelik yerdir. Gerisi ise belirtilmiş olduğu gibi tekyelik üzere ve yasal belgelerle tescilli olup, adı geçen Hubyar Derviş’in mülküdür.Derviş Hubyar oğlu Mustafa, Ali oğlu Cafer ve Cafer’in kardeşi Erdoğan.”
*** Bu belgelerden ortaya çıkan sonuç şudur: HUBYAR ABDAL’ın Dedesi ve Babası bu bölgede yani Değeryer de yaşamışlardır. Bu belgelerden Hubyar ABDAL’ın büyük Dedesinin (Dedesinin babası) isminin Musa olduğu, Dedesinin isminin Mustafa olduğu, Babasının isminin Yar Ahmet olduğu ve kendisinin de Mustafa isminde bir oğlu olduğu ortaya çıkmaktadır.
Bölge üzerinde araştırma yapan ve bu belgelerin bize ulaşmasında büyük emekleri olan araştırmacı-yazar Fikri KARAMAN’ın önemli bir tespiti ise Hubyar Abdal (Derviş)’in babası Yar Ahmed hakkındadır. Sn.KARAMAN’ın halen üzerinde çalıştığı TOZANLI BELGELERİ’ne göre; 1455 tarihinde Tozanlı’nın hiçbir köyünde Yar Ahmed ismi bulunmamakta. Bu isme ilk kez 1485 tarihli Tapu Tahrir belgesinde rastlanılmaktadır.
1485’de Yar Ahmed Değeryer köyünde yaşamakta olup babası Mustafa’dır. Aynı tarihte Mezre’a-i SAİD’de ise Pîr Mehmed’in kardeşi Yar Ahmed bulunmakta.
1520 tarihli belgede İpsile’de Can Beğ oğlu Yar Ahmed, Değeryer’de Yar Ahmed oğlu Hubyar, Eyüp köyünde Sevindik oğlu Ahmed, Dumanit köyünde Yar Ahmed oğlu Seyid Ali, İpsile-i diğerde ise Bayram oğlu Yar Ahmed bulunmakta.
1554 tarihinde Eskiköy köyünde Bayram oğlu Yar Ahmed, Karadiz köyünde Yar Ahmed oğlu Seydi Ahmed, Eyüp köyünde Sevindik oğlu Yar Ahmed, Müseyle köyünde Yar Ahmed oğlu Hancı Ahmed ile Yar Ahmed oğlu İsa, Değeryer köyünde Yar Ahmed oğlu Hubyar Derviş, İpsile köyünde Yar Ahmed oğlu Seydi Ahmed, Sığındu mezrasında ise Yar Ahmed oğlu Yusuf yaşamaktadır.
1574 tarihli belgede de Yar Ahmed isimleri devam etmekte. Bunlar, Kozlu köyünde Şah Ali oğlu Yar Ahmed, Ütük köyünde yine aynı isim yani Şah Ali oğlu Yar Ahmed, Eyüp köyünde Yar Ahmed oğlu Sevindik, Yar Ahmed oğlu Musa, Müseyle köyünde Yar Ahmed oğlu Can Ahmed, Yar Ahmed oğlu İsa, Değeryer köyünde Adil oğlu Yar Ahmed, Heze köyünde İsmail oğlu Yar Ahmed ile İpsile köyünde (nahiye merkezi) Yar Ahmed oğlu Seydi Ahmed ve Hüseyin oğlu Yar Ahmed dikkati çekmektedir.
Dört ayrı TAHRİR’de geçen Yar Ahmed lerin bir kısmının akraba oldukları kesin. Diğerlerinin ise, Hubyar ABDAL’ın babası Yar Ahmed’in saygınlığından dolayı konulmuş isimler olduğunu düşünmekteyiz. Dikkatimizi çeken en önemli husus ise Yar Ahmed isminin hem Alevî ve hem de Sünnîlerce kullanılmış olmasıdır.
1554 ve 1574 tarihli belgelere göre, Şeyhlü köyünde bulunan Mehmed ismindeki sipâhînin (atlı asker) baba adı Hubyar’dır. Şeyhlü köyünün neresi olduğunu tespit edemedik. Bu şahsın Hubyar Abdal’la yakınlığının olup olmadığını ise bilmiyoruz. Ayrıca bu tarihlerde burada ismi geçen sünni köylerin o tarihlerde Alevi olduklarını yörede yapdığımız araştırmalardan saptadık. Özellikle Değeryer ve etrafındaki köylerin o tarihlerde Pir Sultan Abdal’ın musahip kardeşi Sivas’taki Ali Baba Tekkesi’ne tabi oldukları gerek yaşlı insanların gerek se Ali Baba Tekkesi’ne ait vakıf belgelerinden anlaşılmaktadır. Gerek torun Hubyar Abdal’a Osmanlı Devleti’nce verilen Ferman ,Berat ve Belgeler ile gerekse Hubyar Sultan Ocağı’na verilen Beratlar, Belgeler; Gürgen Çukuru bölgesine yerleştikten sonra buraları ekmeye, biçmeye buralarda ürünler yetiştirmeye ve hayvancılık yapmaya başlıyor. Diğer yandan Hubyar Sultan Zaviye’nini tarihi geçmişi de Osmanlı yönetimi üzerinde manevi olarak bir etkisi olduğu belgelerden anlaşılmaktadır. Zaviye; ziyarete gelen taliplerle, yolculara, fakir fukaraya, buradan gelip geçenlere aş vermeye, zaman zaman inkitaya uğrasa da devam etmiştir. Öyle anlaşılıyor ki, bu etkinlik üzerine 1562 yılında Kanuni Sultan Süleyman emriyle bir ferman veriliyor ve bu bölgeden elde edilen gelirden vergi alınmaması , buradan elde edilen gelirin yapılan tekkeye gelir getirmesi buyruluyor. Hicri 990 yılı Miladi 1582 yılında Padişah III.Murat zamanında Hubyar Abdal’ ın oğlu Mustafa ‘ ya yazılı belge verilmiştir. Bu fermanda da Diğer fermanda olduğu gibi Gürgen Çukuru ve yöresi mülkünün Hubyar Evladına vakfedilmesine ve buradan elde edilecek gelirlerden vergi alınmaması yönündedir. Bu iki fermanın dışında hubyar Ocağına verilen beratlar bulunmaktadır. Bu beratlar hemen hemen her dönemde alınmıştır. Hubyar Abdal’a verilen ferman dayanak gösterilerek bu beratlar alınmıştır. Beratlarda Tekke bakıcılığı, tekkenin Şeyhliği görevleri mevcuttur.Bu belgelerin bir kısmını Osmanlı Arşivlerden çıkartmak mümkün olurken, bir çoğu da arşivlerin tasnif işlemlerini henüz tamamlayamamaları nedeniyle mümkün olmamıştır.

V. 1765-1779 YILLARINA AİT BELGE: 

Şeyh Hüseyin Efendi
Maliye Nazırına:
Sivas’ ta Tozanlı kazasında defnedilmiş Hubyar Sultan Türbe-i şerifesi Türbedarlığının (beratın yenilenmesi konusundaki isteği belirten ) Şeyh Hüseyin efendinin tarafımıza verdiği dilekçesi vakıflar nezaretine gönderilmiş ve bu konuda (Hubyar Sultan Türbesi Vakfına ve türbedarlık yönüne dair kayıt bulunmadığı ve yenilenmesi için dilekçe verildiği türbedarlık beratı olmayarak yükümlülükten muaf olmasına dair Padişah emri olduğu ve daha önceki takdim ettiği dilekçesiyle diğer evrakları da Maliye Hazinesinde mahfuz olduğu , şeyh Hüseyin Efendi’ nin elinde görülen derkenarlı varakadan anlaşıldığı ) Vakıflar nezareti tarafından takdim olunan tezkire ile (ifade ve beyan kılınmış) bahsedilen dilekçe, huzurlarımıza takdim edilmek üzere (zikredilen dilekçe ek olarak huzurlarına takdim) ekli olarak gönderilmiş olmakla (değerlendirme yapılarak gereği) gereğinin yapılması) bildirilmesiyle beraber bahsedilen dilekçenin iadesi) vakıflara arz edilmiştir.
Hazreti Müsteşarın onayına sunulmuştur.
Sivas Valisi ve Tozanlı Kadısına Hüküm ki;
Tozanlı Kazasına tabi Hubyar Abdal Zaviyesi vakfından, nefsi Tozanlı karyesinde Hubyar Abdal evlatlarından isimleri bilinen kimseler gelip bahsi geçen köy sakinlerinden ve isimleri anılanlardan İbrahim veled-i Ömer , Seyyid Abdi Veledi Mahmut, Seyit Hüseyin Veledi Zülfikar adlı şahıslar kendi hallerinde olmayıp bunları haksız olarak ehl-i örfe gamz (kanun adamlarına şikayet etmek) ve akçe-i vafireleri (fazla para) alınmağa bais ve parekende ve perişan olmalarına sebep olmalarıyla, daha önceleri üç defa Sivas kadısı huzurunda hiyn-i terafülarında (birbirleri aleyhinde davacı olma) müzevvir (yalancılık, sahtekarlık) oldukları şer’an zahir (ortaya çıkma) ve bundan sonra köylerinde bunlar, zulüm ve rencide etmemek üzere taahhüt ederek bir şerri delil verilmişken adı geçen şahıslar mütedeyyin (ıslah, yumuşama) olmayıp, şerri delillerine aykırı olarak zulüm ve rencide den uzak durmadıklarından malları diğer şekilde olduğun bildirip şerri delil gereğince yerine getirilip adı geçen şahısların şerri şerifin hilafına ve şerri delillere aykırı olarak ortaya çıkan zulüm ve haddi aşmaları şerri marifet gereği men ve def edilip , bundan sonra kendi hallerinde olmak üzere telyin (yumuşatılmak, ıslah edilmek) olunmak babında emr-i şerifim rica eyledikleri mahallinde şerri hükümle görülmek için yazılmıştır. 1179 Recep 30 (Miladi 1765)
Tozanlı Kazası Naibine Hüküm ki:
Tozanlı Kazasında bulunan Hubyar Tekkesi Vakfı’ nın evladiyet ve meşruiyet üzere hala berat-ı şerifimle mütevellisi olan Kaza sakinlerinden Mahmut bey oğlu Abdi (Allah Ömrünü uzun etsin) gelip bu Hubyar Tekkesi Vakfının mütevellisi olup, üzerine düşen görevi yerine getirip, tevliyeti işlerine dışarıdan dayanıksız (mesnetsiz) ve senetsiz müdahale olunmak icap etmez iken , çeşitli yerlerden ve kötü niyetli bazı kimseler dayanaksız ve beratsız tevliyet işlerine müdahale ve tecavüz kar davrandıklarını bildirip, bu şahısların, (mesnetsiz) dayanaksız ve senetsiz bu şekilde ortaya çıkan tecavüzlerini men etmek için emr-i şerifimin yerine getirilmesinin gereğinin yapılmasını mahallinde hukuka uygun olarak yerine getirilmesi için bu emr-i şerifim yazılmıştır. 1195 Cemaziyyelevvel 1 (Miladi 1779-1780)
Maruz-ı Daileridir ki:

Hususu atil beyanın mahallinde fasl ve hasmiycunkıbel-i şer-i den mezunen irsal olunan naibimiz es-seyid Abdurrahman Efendi ibn-i Hüseyin efendi Sivas Sancağı Kazalarından Hafik Kazası nevahisinden Tozanlı Kazası kurasından Hubyar karyesinde vaki Ali kethüda odasına varıp Karye-i mezbur imam , muhtar ve ihtiyar meclisi a’ zaları ve ceride-i şeriyede Makbulül esami müslümeyn huzurlarında akd-i meclis-i makud-u mezburda karye-i mezbur ahalisinden Mehdi bin-i süleymen nam kimesne mecli-i makud-u mezburda karye-i mezbur ahalisinden li ebeveyn er karındaşı iş bu bais-ül i’ lam Ali bin Süleyman nam şahıs mevacehesinde iş bu merkum ile cümle malımız mahlut ve müşterek iken tarih-i i’ lamdan on sene mukaddem mal-ı müşterekemizde Terlemez oğlu İsmail den 900 kuruş ve 750 kuruş Aladdin oğlu Hüseyin’den ve 90 kuruş, Köroğlu Mehmet den (ve) 264 kuruşu ve Alanlı Köse oğlu Hüseyin’ den (ve) 500 kuruşu , Celletoğlu Hüseyinden (ve) 450 kuruşu, Karabalçık Karyesinden Ali den (ve) 553 kuruşu, Cebeci Mustafa’ dan (ve) 750 kuruşu, Sokutaşı Karyeli Hasan’ dan (ve ) 1093 kuruşu, davarımız ki ceman yekun 5400 kuruşu mal-ı müşterekimizden nısıf hissem olan 2500 kuruşu hissem zimmetinde olduğundan talep ederim deyu badet- davay-ı ve’l istintak müdde-i aleyhe merkum Ali külliyen inkar etmekle müdde-yi mezbur Mehdi bila beyyine davadan men edildiğin Naib mumaileylz mahallinde ketb ve tahrir ve mea mürsel ümena-i şeri’yle meclis-i şera gelip ala vuku-u inha takrir eylediği tescil ve bi’l – iltimas huzur-u aliylerine ilam olundu. Fi’l emr bi hazreti menlehü’l emrindir. 1290 Şevval 25

VI. ABDÜLAZİZ BİN MAHMUT HAN’A AİT BELGE:
ABDÜLAZİZ BİN MAHMUT HAN
NİŞAN-I ŞERİF-İ ALİŞAN-I SAMIYYI’L-MEKAN
SULTAN VE TUĞRAY-I’ LGARRAY-I CIHANISTAN-I
HAKANI NEFEZE BI’L-AVNI’R-RABBANİ VE BI’L
HAKKI’S-SAMADANI ELMELIKU’L-MENNANİ HUK-
MÜ OLDUR Kİ :
Medine-i Sivas Nevahisinden Tozanlı nahiyesinde vaki Şeyh HOBYAR BABA nam sahibulhayrat binagerdesi olan zaviye’nin Meşihat cihetine müceddeden berat itasına dair varid olan inha üzerine kuyud? a bilmüracaat zaviye-i mezbüre vakfına ve Meşihat cihetine dair kayıd bulunmadığı ve arazisi temlik olunan zaviyey’i mezkure zevayay-ı kadimeden olarak Bin Yirmidokuz tarihinde emr-i şeri’e verildiği –Defterhane-i Âmirem derkenarlarından anlaşılmış ve bu makule zevayay-ı kadime’nin Meşihat cihetine berat i’tası mesbuku’l-emsal bulunmuş olmağla bu surette zaviye-i mezkure müceddeden cihat kalemine kayd-olunarak te-amul-ı kadimi vechile Meşihat ciheti için evlad-ı vakıf’tan işbu rafi’-i tevki’-ı reff’üşşan-ı hakani şeyh HIDIR zide salahuhu’ya bilnefs bila kusur eday-ı hizmet etmek ve zaviye-i mezburede it’am-ı ta-am ettirmek şartiyle bittevcih berat-ı alişan’ım ita
olunmak babında Evkaf-ıHumayunun Teftiş mahkemesiyle Müsteşarlığı taraflarından bıli’lam ifade olunmakla mucibince tevcih ve beratı i’tah olunmak fermanım olmağın Bin ikiyüz seksen dokuz senesi evahır-ı seferülhayrı tarihiyle bilkayd ba işaret-i şeyhülislami bu berat-ı hümayunumu verdim ve buyruldu müma ileyh sabikuzzikr Meşihat cihetine şart-ı mezkur üzre mutasarrıf ola şöyle bilesin alamet-i şerifeme itimad kılasın.
Tahriran fi elyevmit-tası aşar min şehri saferülhayr li seneti semani semanin ve mi’eteyn ve elf.
Evkaf-ı Humayun Hazine-i Celilesine
mahsus berat-ı alişan yazılmak için varaka’dır
Yalnız yirmi kuruş’tur.
Şeyh Hıdır ’ın daha evvelden Hubyar adına verilen fermanları götürerek ve kendisinin de Hubyar ın sülalesinden olduğunu ispatlayacak şahitleri de yanında götürerek almış olduğu Berattır. (Şahitler üç ilden ve yedi köyden ayrı ayrı kişiler olarak götürülmüş olup yaşlı Hubyarlılardan bu bilgiler alınmıştır.)
Bu beratların içeriği çok fazla açıklayıcı olmayıp esas eskiden verilen (Hicri 1029 yılı) ferman dayanak
gösterilmektedir. Dayanak gösterilen fermanın veriliş sebebi ise tam detaylı olarak anlatılmamaktadır.

HUVE’L-MU’İN
ELGAZİ ABDÜLHAMİD BİN ABDÜLMECİT HAN
NİŞAN-I ŞERİF-İ ALİŞAN-I SAMIYYI ‘ L MEKAN SULTAN VE
TUĞRAY-I GARRAY-I CIHANSITAN HAKANI NEFEZE BI’L –
AVNI’R-RABBANI HÜKMÜ OLDUR Kİ:
Evkaf-ı mülhaka’ dan Sivas’ta Tozanlı Nahiyesinde Şeyh HOBYAR Tekkesinin Şeyh-ı Tekiyye cihetinin tevcihine dair varid olan inha üzerine kuyud-ı lazimesi bi’l ihrac muamele-i kalemiyesi ledel’icra cihet-i mezkure mutassarıfı evlad-ı vakıf’tan Şeyh HIDIR ‘ ın müsinn ve alil olması cihetle bilrıza ferag ve kaar-ı yed’ inden ledel imtihan ehliyeti zahir olan kebir oğlu işbu rafı’-ı tevki’-ı refi’ işşan-ı hakani MUSTAFA zide salahuhu uhdesine tevcihi Mahkeme-i Teftiş ile Meclis-i Meşayih’ten tanzim kılınan i’lam ve mazbata ve taraf-ı şeyhülüslami’den keşide kılınan işaret üzerine Makam-ı Nezaret-ı Evkaf-ı Humayunum ‘ dan ba telhis ifad kılınmağla mücibince tevcih olunmak fermanım olmağın Bin Üçyüz Yirmiüç senesi Rebi’ ulevvelinin Onbirinci günü tarihinde bu berat-ı humayunumu verdim ve buyurdum ki müma cihet-i mezkureye bilnefs bila kusur eday-ı hizmet etmek ve terk ve tekasül vuku bulmamak şartiyle mutasarrıf ola. Tahriren Fi’ l-yevmissalis-aşar min şehr-ı Rebi’ulevvel lı senet-ı selase ve ışrin ve selasemi ’ et ve elf.
Evkaf-ı Humayun Hazine-ı
Celilesine mahsus berat-ı
alişan yazılmak için varaka’dır.
Yalnız 5 Kuruş’tur.
Sahifenin arkası :
Sivas 1890 1500 320 Muhasebe 321/1494 No.19089 Evrak 5545
İşbu beratta muharrer Meşihat cihetinin ma’a varaka baha harcı olan
Elli ALTI Kuruş’un 1 Kanunuevvel 320 tarihiyle teslim-ı hazine kılındığı kayden
anlaşılmıştır.
Evkaf-ı Humayun 5 Mayıs 321
Muhasebesi CEMAL
Sivas Evkaf Siciline (374) kaydolunmuştur.
Kalem-ı cihat-ı Evkaf-ı Humayun
Esas 3/2 1558
Hubyar Abdal’dan Şeyh Hıdır Oğlu Şeyh Mustafa ya verilen bu berat , Osmanlının son döneminde verilmiş olup Hubyar Ocağı na verilen son berattır. Verilen bu berat yine bir önceki verilen berat ve fermanlara dayanak gösterilerek verilmiştir.
VII. 1678-1704-1706-1718 YILLARINA AİT HUBYAR KÖYÜ İLE İLGİLİ BELGELER
Tekriye (Değeryer) in bir arazisi durumundadır. Köyün ismi ise Gürgen çukuru olarak geçmektedir. Bu tarih de köyde üç hane bulunmaktadır Bunlardan birisinin aile reisi Hubyar Derviş’ in oğlu Mustafa , Diğeri Ali oğlu Cafer , üçüncüsü ise Cafer’in kardeşi Erdoğan dır. Bu üç hanenin geliri; Divani 6600 dür.Hubyar Derviş’ in bu tarihte (1572) hayatta olduğu ancak bölgede bulunmadığı düşünülmektedir. Yanında bulunan şahısların kim olduğu konusunda ne rivayet olarak ne de belgelerde herhangi bir bilgeye rastlanılamamıştır. Hubyar Köyüne ait elimizde bulunan bir başka belgede , Hubyar Köyü ile Cağcek köyünün bir arazi anlaşmazlığının mahkemeye intikal etmesidir. Bu belge Nisan 1678 tarihine aittir. Belge şöyledir.
Yazının kaleme alına ması nedeni şudur ki:
Aşağıda belirtilen durum yerinde dinlenmek için, bana hitaben yüce emir geldiğinde ; yerine getirmek üzere , daima takdir edilen ve hukuk yönünden bilinen Ali oğlu Mevlana Ömer Efendi ta’ yin ve mahaline gönderildi. O da yazının alt kısmında adları belirtilmiş Müslümanlarla, Tokat şehrine tabi Tozanlı nahiyesinde bulunan , hayır sahibi Ölü Hubyar Dede isimli kimsenin tekkesi arazisinde ; aşağıdaki şekilde , tartışma ve ihtilaf konusu arazi üzerine gidilip , Hukuk Meclisi kurulduğunda , adı geçen ölünün çocuklarından , tekke bakıcısı olan iş bu yazıyı yazdırmış bulunan : Muhammet oğlu Ahmet Dede , Kenanoğlu Derdiyar Dede, Ali oğlu Mehdi Dede, Himmet oğlu Mahmut, Kenanoğlu Kamber adlarındaki kimseler fi’ li olarak Sivas Müteselsimi olan Nasuh Ağa tarafından , adı geçen durum için mübaşir tayin olunan Muhammet ağanın mübaşirliğinde , Korunmuş Sivas şehrinde , Ahmet’ in kalesi Kethüdası olup (bir daire veya bir yerin idarecisi) adı geçen tekkenin yakınlarında, Cağcek adlı köyün tımarına mutasarrıf olan ( araziden gelir sağlamasına hak tanınan ) Yayha beyki ve Ali Bekli isimli ekin tarlasında oturmuş Hasan oğlu Çelebi, Mahmut oğlu Abidin, Ali oğlu Rüstem, Osman oğlu İmam Mustafa, Mustafa oğlu Muhammet adlarındaki kimseler ; sözü edilen toplantı meclisine getirilerek , yüzlerine karşı her bir savunma ve ifadelerini şu şekilde dile getirmişlerdir: Geçmiş zamanların Padişahlarından bazıları tarafından büyük babamız , adı geçen ölü Hubyar Dede ‘ ye mülk olarak verilmiş bulunan Gürgen Çukuruna bağlı yerlerden İşbir Çam Alanı isimli yerde olan arazinin sınırları “Nohudan cari sudan Cağcek Çatağına ve oradan Kireçli pınara, ve oradan Sarıyar tepesinde olan Göç yolu ve oradan Karatepe boynu ve kuradlık ve oradan Sokarık Kayası ve Yalnız pınar ve Çerkez Kayası ve oradan Kapılı Kayave Asa Pınarına “ önce bu sınır ile sınırlı araziyi Büyük Babamız ihya etmiş ve kırk sene kadar mülkiyet üzere kendisi ekip biçmiş ve Tekkesine gelen misafirlere yemek vermek ikramında bulunmuştur. Vefatından sonra ise Çocuklarına ve çocuklarının çocuklarına ; misafirlere yemek vermek koşulu ile vakıf yaparak şartlar koymuştur. Bunlar dışında kimseden herhangi bir müdahale olmamış iken, yazının tarihinden yedi yıl kadar önce(1671) , adı geçen Yahya Beyki ve işte ortağı olan Ahmet Ağa ; sözü edilen Çam alanı , tımarımız (bizlere geliri tescil edilen) Cağcek adlı köyün toprağıdır., diyerek bir çeşit müdahalede bulunurlar. Kendilerinden bunun sorulmasını ve ellerinin çekilmesini dileriz dediklerinde , sorular sorulduktan sonra , adı geçen Yahya Beyki ve sözleri edilen Çelebi ve Abidin , Rüstem, Mustafa, ve Muhammet , yukarıda belirtilen Çamaltı tımarımızın kapsamındaki Cağcek arazisinden olması nedeniyle araya girme karışma hakkımızdır diyerek tartışma konusu olan arazi; Tekkenin sınırları içinde olduğunu inkar etmeden , adları geçen iddiacıların yani Ahmet Dede, Mehdi, Derdiyar, Mahmut ve Kamber ‘den , açıklamalarına dayanak olabilecek kanıtlar istenildiğinde , Diyurkin isimli köyden Memi oğlu Muhammet, Osman……..Himmet Çavuş (Kunik oğlu), İsmail oğlu Es seyit İbrahim, Beykideli isimli köyden de Rıdvan oğlu Es Seyyid Veli adlı kimseler, tanıklık etmek üzere Meclise getirildiler., yasal tanıklık işleminden sonra ; gerçekten iş bu Gürgen Çukuru ve ona bağlı ekin arazisi olan Çam alanı isimli arazi’ nin sınırları “Nohudan cari sudan Cağcek Çatağına ve oradan Kireçli pınara, ve oradan Sarıyar tepesinde olan Göç yolu ve oradan Karatepe boynu ve kuradlık ve oradan Sokarık Kayası ve Yalnız pınar ve Çerkez Kayası ve oradan Kapılı Kayave Asa Pınarına “ adı geçen sınırlar dahilinde olan…..zaman sözü edilen Vakıf Kurucusundan bugüne kadar ; sözleri edilen Tekke bakıcıları ; vakıfname uyarınca ellerinde bulundurmuşlar ve daha sonra konu edilen ……….sahiplerinden hiçbir karışma olmamıştır. Burası vakıf arazisinindir. Ve bizler bu hususta şahidiz ve buna dair tanıklık ederiz diyerek ifade vermişlerdir. Bunun üzerine gerekli tanıklık işlemlerinden sonra şahitlikleri kabul edilmiş ve adları geçen Yahya Beyki, Çelebi, Abidin, Rüstem, Mustafa, ve Muhammet, konu olan çam alanından ellerini çekmeleri tembih edildi ve tartışma konusu olan arazi ;; vakıf olarak bırakılıp , durum adı geçen Mevlana tarafından yerinde yazıldıktan sonra getirilen Ebubekir oğlu Muhammet ve Ahmet oğlu Ömer adlarındaki kimseler Hukuk meclisinde bilgilendirilerek talep edilen durum tescil edildi. 1089 yılı Cemaziyülevvel sonları (Nisan 1678)
Tanıklar; Muhammet oğlu Osman Beşe
Muhammet oğlu Abdünnebi
Muhammet oğlu Ahmet
(Diğerleri saifenin alt kısmında kesik kelimeler şeklinde ve okunmamaktadır.)
Bu belgeden anlaşılan şudur ki;
1.Bu tarihte yani 1678 tarihinde Hubyar’ın Torunlarının oğulları hayattadır.Bunlar:
Kenanoğlu Derdiyar
Kenanoğlu Kamber
Alioğlu Mehdi
Himmetoğlu Mahmut (Himmet Hüseyin Abdal’ ın oğludur.
2.Bu olay yaklaşık olarak Hubyar Abdal’ın ölümünden 100 yıl sonra meydana gelmiştir.
3..Bu belgeden ilk defa Hubyar Köyünün ilk arazi sınırları net olarak gösterilmiştir.
4.Hubyar’ ın söz konusu bu arazi üzerinde kendi adına bir Vakıf oluşturduğu ortaya çıkmaktadır.
5.Bu olay esnasında diğer Hubyar Abdal torunlarının oğullarının isimlerinin olmaması ilginçtir. Ancak bunların söz konusu davaya müdahil olmadıkları ve içlerinden bu kişileri temsilci olarak gönderdikleri düşünülebilir.
Görev olarak Sivas Vilayeti Valisi olan Abdi Paşa Hazretleri ve Paşanın tayin ettiği ve aşağıdaki hususlar için görevlendirdiği Mübaşir Hüseyin Ağa marifetiyle Tokat kazasına bağlı yerlerden Tozanlı Nahiyesinde Ali Bekli isimli köy ahalisinden olup rahmetli Şey’ullah adlı vakıf kurucusu evlatlarından bu yazının sahipleri Ali oğlu Ebubekir, Mustafa oğlu Hüseyin,Ömer oğlu Osman, Rüstem oğlu Mahmut ve diğer Hasan oğlu Hüseyin adlarındaki kimseler ; İslam yasaları Meclisine; adı geçen Nahiyede Hobyar adlı vakıfın evlatlarından (vakıf kuran’ın çocuklarından) olduklarını…….olanlardan Veli oğlu Ali, Hıdır oğlu İsa, Halil oğlu Recep ve diğer Ali ve Beyzade oğulları İsmail kimseleri hazır bulundurarak,önlerinde her birileri……..ve söz söyleyip; adı geçen Nahiyeye bağlı Tekriye ve Kiyse isimli köylerin ve onlara bağlı ekin tarlalarının maliklerinden olarak elimizde bulunan defter suretinden; dört pay’da bir pay Ali Baba vakfı ve bir pay Haydar oğlu Hasan ve Şah Ağa Hatun vakfı ve iki payı Büyük Atamız Şey’ullah adındaki vakıf kuran’ın evladına ve evlad evladına vakıf ve şartu ile; bu günlere kadar, yüz elli yıldan fazladır evladiyet ve şartname uyarınca, adı geçen vakfı gelirlerine sahip olup, Hobyar çocuklarının bizim vakfımızla hiçbir şekilde ilgileri olmayıp ancak defter suretinde zikriye toprağı ile Otuz Kile tohum kapasiteli arazisi Hobyar Dervişin tekkesine kaybolmuş iken, adları geçenler buna kanaat etmeyerek (yetinmeyerek) bilinen ve ağızdan ağıza söylenenin aksine; bizim de Şey’ullah Vakfında hissemiz vardır diye……. bizleri rencide ederek işlerimize karışmaktadırlar…sorgularının yapılıp cevaplarının kaydedilmesini ve elimizde bulunan suret ve içeriği kanıtlanmış belgeler uyarınca engellemeleri ve uzaklaştırılmalarını diliyoruz;diye amaçlarını açıklayınca,sorgulardan sonra….cevaplarında; gerçekten iddia sahipleri:Şey’ullah evladından olup ve bizler Hobyar evladından olmakla, çok eski zamanlardan bugünlere kadar Şey’ullah vakfına, ecdadımız ve bizler müdahale ettiğimiz yoktur (karışmış değiliz )ancak,defter suretinde tekkemize kaydolunmuş bulunan Otuz Kilelik araziye sahibiz,hiçbir şekilde davamız oktur diye her biri itiraf ve ifade den sonra, olayı yakından bilen yaşlı ve ihtiyarlardan: İbrahim oğlu Hacı Bektaş, Molla Osmanlar Hasan ve El-Seyyid Ömer Çelebiler,Abdurrahman ve Hüseyin, Sefer oğlu Ali, İbrahim oğlu Ahmet Bey, İbrahim oğlu Abdülkadir Ağa,Ali oğlu Yusuf, Ali oğlu Salih Bey, Osman oğlu Ömer, Ali oğlu Seyyid Mahmut, Ömer oğlu Seyyid Muhammet, Veli oğlu Osman,Mahmut oğlu Himmet, Hasan oğlu Halil ve Arslan oğlu Murat adlarındaki kimseler: Şahitlik için ilçe salonunda hazır olup verdikleri cevaplarda;iddia sahipleri ve….Şey’ullah evlatlarından olup, çok eski zamanlardan bugüne kadar Şey’ullah vakfına, şartname uyarınca, dedelerden çocuklarına ve torunlarına gelene kadar sahiptiler, Hobyar evladı ise ancak defter suretinde belirtilen otuz kilelik araziye maliktir ve Şey’ullah vakfından hisse ala gelmedikleri bilinen ve ağızdan ağıza söylenen bir durumdur, diye her birileri yasal şahitliği ettiklerinde, adları geçenlerin bu tanıklıkları kabul edilmiş ve bu tanıklık üzerine Hobyar evlatları Şey’ullah Vakfına karışmamak üzere adı geçenlere uyarılar yapıldıktan sonra, talep edilen husus yazı ile tescil edildi.Bin yüz on altı yılı Recep ayının başı (Miladi 1704 yılı Ekim ayı ).
Tanıklar : El-Seyyid Şeyh Mustafa Efendi
El-Şeyh Ebubekir Efendi
Osman Ağa
Muhammed Ağa
İbrahim oğlu Abdülkadir Ağa
Çeribaşı Yusuf Ağa
Müezzin zade Receb Ali
Halil oğlu Hasan Bey
Bu belgeden çıkan sonuçlar;
1. Bu belge 1704 yılı Ekim ayında düzenlenmiştir
2.Bu belge Ali beyli isimli köyde bulunan ve şeyhullah evlatlarının arazilerine Hubyar evlatlarının müdahaleleri üzerine görülen bir dava evrakıdır.
3. Bu belgeden anlaşılan ve 1704 yılında Hubyar Köyünde hayatta olanlar ve bu davaya karışan kişiler şunlardır;
Velioğlu Ali
Hıdıroğlu İsa
Haliloğlu Recep
Ali ve Behzad(Beyzade) oğulları İsmail
4. Bu belgeden Değeryer(Tekriye) ve Gibis’(Kiyse) in bir kısmının Sivas da bulunan Ali Baba dergahına bağlı oldukları anlaşılmaktadır.
5.Bu dava neticesinde Hubyar Evlatlarının adı geçen araziden çıkmaları ve uzak durmaları karara bağlanmıştır.
BELGENİN ÇEVİRİSİ;
Aşağıda beyan edilen husus’un yeniden görüşülmesi hakkında Yüce Padişahlık Makamından değerli ve muhterem Sivas Valisi Abdi Paşa’ya ve buna gönderilmiş bulunan fermanlara uyulurak Vezir Hazretlerinin makamında kurulan Hukuk Meclisinde; adı geçen Vilayete bağlı Tokat Kazasına tabi Tozaklı Nahiyesinin Ali Bekli isimli köyde oturanlardan; rahmetli Şey’ullahın (babası Cüneyd, onun da babası Şehid İbrahimdir) evlatlarından olup aşağıda sözü edilen vakfın gelirlerine, evlatlık sıfatları ve şartname gereği sahib olanlardan işbu yazıyı gerçekleştiren Şey’ullah oğlu Ali Bey oğlu Çelebi oğlu Hasan oğlu Rüstem oğlu Binyad oğlu mustafa oğlu Hüseyn ve diğer amca oğulları Rüstem oğlu Mahmud, Ömer oğlu Osman, ve diğer Abidin oğlu Mahmut, Hüseyn oğlu Ömer, Abdurrahman oğlu Ahmed, Himmet oğlu Mustafa adlarındaki kimseler; Sivas şehrinde kurulmuş bulunan, adı geçen Mecliste; sözü edilen Nahiyede oğlu Hobyar……. evladlarından Himmet oğlu El-Seyyid Mahmud isimli hazır bulundurmak üzere getirterek………… her birleri davacı sıfatıyla söz alarak dediler ki: elimizde bulunan şu tuğralı tapu Senedinin suretinde yine adıgeçen nahiyede olan Terkiye ve Kebsi adlı köyler ve onlara bağlı ekin tarlalarının………. ve Şah Ağa ve Şah Bole Hatuna ve iki çeyreği büyük atamız, adı geçen Cüneyd oğlu Şey’ullah’ın mülkü olup, yukarıda sözü edilen iki çeyrek mülk’ün veraset yolu ile öz oğlu olan Ali, Bey’in öz oğlu Çelebi’nin öz oğlu Hasan adlı kimseye intikal edip, adı geçen Hasan dahi Dokuz yüz Kırk dokuz tarihiyle (1542 Miladi yılı) tarihlenmiş işbu elimizdeki geçerli Vakıf belgesin de belirtilmiş olduğu üzere; adları geçen iki köyün iki çeyreklik mülklerini vakıf yapmış ve gelirlerini çocuklarına, onların da çocuklarına, o çocuklarının da çocuklarına ta ki birbirlerini izlerken onlardan kimse kalmayınca bu kez vakıf kadınlara geçerek onlarda da arka arkaya birbirlerine; soyları devam ettikçe intikal edecektir diye yazılı şartlar halinde mevcuttur.Ve bu Vakıf Hasan’ın evladından olmamız nedeniyle ve yazılı şartlar uyarınca, adı geçen tari