ON İKİ İMAMLAR
İMÂM ALİ (598-661)
Haşîmiler’den Ebû-Tâlib’in eşi Esed kızın Fatıma dan doğan oğludur.Ebû Tâlib ve eşi Hz Muhammed yetim kalınca onu kendi çocukları gibi büyüten koruyan kişilerdir.Hz. Muhammed Ebû Tâlib’in eşi Fatımaya ikinci anam diyerek büyük saygı göstermiştir.Fatıma Hz Peygamber’in eşi Hatice’den sonra İlk Müslüman olan kadındır. Kıtlık yıllarında, Ebû Tâlib’e yardım için Hz. Muhammed Ali’yi yanına alarak kendi terbiyesi ile büyütmüştür.
Hz.Muhammed’e ilk imân eden Ali olmuş, Peygamber “Ali benim kardeşimdir,vâsim ve vekilimdir, onun eti benim etim onun kanı benim kanımdır. Ben kimin mevlâsı isem Ali’de onun mevlâsıdır.”demiş hiç kimseye göstermediği yakınlığı ve güveni ona göstermiş, en önem verdiği işlerin yapılmasınıda Ali’ye havale etmiştir. Ali gerek savaşlarda gerek se tehlikeli saldırılara uğradığında canını hiçe sayarak Hz.Muhammed’ikorumuştur.Bedir’de,Uhud’da,Tebük ve Haybe’de ,Hendek’de en tehlikeli görevleri Ali üstlenmiştir. Hendek savaşında kimsenin karşısına Çıkamadığı Amr bin Abdu-Ved’in karşısına Ali çıkmış ve onu öldürerek İslamı yok olmaktan kurtarmıştır. Hz.Muhammed “ali’nin Hendek savaşındaki bir kılıç darbesi,ümmetimin kıyamete değin yapacağı ibadetlerden üstündür.”Ali’nin şavaşçılığı yanında asıl büyük tarafı dürüst ve güçlü karekterindedir.O inancından,hak ve adaletten ömrü boyunca hiç ödün vermemiştir. Bilgisi, tevazuu hayırseverliği gelmiş geçmiş hiçbir insana nasip olmamıştır.
Ali,köle cariye ticaretine son verme,ganimet fazlalarını fakirlere dağıtarak,zengin yoksul farkını ortadan kaldırma çabasını ömrünün sonuna kadar sürdürmüştür.Tüm varlığını yoksullara dağıtmıştır. Yosulların kendisine minnettar kalmamaları için erzak ve eşyayı ,gece kimsenin haberi olmadan götürüp evlerinin kapısına bırakmıştır.Evinin yiyeceğini en yoksul ailenin düzeyinde tutmuştur.Genç yaşından itibaren herkesin bilgi edinmek istediği akıl danışmak istediği bir ilim adamı idi.
Hz.Muhammed “Ben ilmin şehriyim Ali kapısıdır. Ben kuran için savaştım Ali anlam vermek için”demiştir.Ali örnek bir aile reisi idiFatıma’nın ölümüne kadar başka kadınla evlenmedi.Güçlü ve sarsılmaz ahlak anlayışına sahip idi .Güzel konuşma san’atının eşiz anıtı sayılan” Nehcü’l –Belaga”Ali’nin eseridir.Türbesi Irak’ın Necef Şehrindedir.
İMÂM HASAN (624-671)
Hz. Ali’nin Fatıma’dan doğan ilk oğludur. Hasan İsmini Hz.Muhammed koymuştur. Daha önceleri Hasan Hüseyin isimleri Araplarda yoktu Peygamber Hasan’la Hüseyin’i çok severdi ibadet sırasında bile sırtlarına çıkmalarına müsaade ederdi.Hasan’ın yüzü Peygambere çok benzerdi Hz Muhammed Hasan’la Hüseyin’i Sıffınde savaşa katıldıklarını görünce “Tutun şunları ben ikisiyle soluk alıyorum Şehid olurlarsa Rasûlullâhın nesli kesilir.”diyerek onları savaş alanından çıkarmıştır. Sıffın savaşından sonra Ali uzun bir vasyyet –name hazırlayarak kendisinden sonra İmamlığının Hasan’a geçeceğini bildirmiştir. Hasan’ın zamanında Ehl-i Beyte candan bağlı olanlar azalmıştı İslam’da birlik kalmamıştı Öte yanda Muaviye Para dağıtarak uydurma hadislerle çevrelerinde hayli taraftar toplamışlardı. Muaviye kendi tarafına geçenleri zengin ediyordu. Halkın çoğunluğu Muaviye tarafına geçmişti Muaviye bu durumdan faydalanarak Hasanın kendisine biat etmesini istiyor ve bu konuda anlaşma teklif ediyordu
Yapılan anlaşma şu hükümleri kapsıyordu
1-Halk Kur’ana uygun olarak yönetilecektir.
2-Alevilere kötülük yapılmayacaktır.
3-Ali soyuna iftira ve kötü söz söylenmeyecektir.
4-Cemel ve sıffın savaşı şehidlerinin evlatlarına ganimedten hisse verilecektir.
5-Muaviye kendisinden sonra kimseyi halife yapmayacaktır.
Bu anlaşma hükümlerine Muaviye hiçbir şekilde uymadı Hasan’ın karısı Eş’as kızı Cûde’ye bin altın vererek İmam Hasan’ı zehirletti.mezarı Baki mezarlığında Ali’nin Anası Fatıma’nın Yanındadır.
İMÂM HÜSEYİN (625-682)
İmam Ali ve Fatıma’nın ikinci oğludur İslamın Mhammed ve Ali’den sonra en ünlü kişisidir.
Doğduğunda adını Hz Muhammed koymuştur. Hz Muhammed bu torununa karşı özel veçok derin sevgisi vardı.kızı Fatıma’ya, Ağlamasının dahi kendisini çok incittiğini söylerdi .
İmam Hüseyinin çocuklarından, Ali Ekber ve Ali Asker Kerbela’da şehit olmuşlardır soyu Zeynel-Abidin’den yürümüştür. Abisi Hasan ile Muaviyenin yaptığı anlaşmayı kabul etmemekle beraber İmam Hasanın ölümüne kadar bu anlaşmaya sadık kalmıştır.674 de Muaviye’nin ölümü üzerine yerine geçen Yezit Medine valisi Velid aracılığı ile İmam Hüseyin’e haberci göndererek kendisine biat etmesini aksi taktirde başının kesilerek Şam’a gönderilmesini istemişti.Bu isteğini yerine getiremeyen Velid’i görevden alarak yerine Amr Bin Said Aşdak’ıMedine’ye vali tayin etmişti.Yeni vali Ehl-i beyt’e rahat huzur vermiyordu
Bunun üzerine Küfe Halkı toplanarak Hüseyin ve diğer Ehl-i beyt mesuplarını küfeye getirmelerini kararlaştırdılar.
Halife unvanı ile ,artık bir arap devleti biçimine dönüşmüş İslam toplumunun başına geçme iddiasında bulunan Yezid gibi yalancı şerir düzenbaz ayyaş inançla ilgisi olmayan musibet bir kişinin İslamın başında bir dakika dahi durması sakıncalı idi
Küfe’den gelen mektuplar üzerine Hüseyin Küfe’ye gitmeye karar verir.Abdullah bin Abbas’ın gitmemesi için Hüseyin’i vazgeçirme çabaları sonuçsuz kalır. Hüseyin Mekkeden ayrıldığı gün daha önce gönderdiği Müslüm bin Akil Küfede Yezid valisi tarafından şehit ediliyordu.İmam Hüseyin Kerbelada konakladığı zaman akrabası ve Ehl-i beyt’ten oluşan yüz kişilik bir kafile halindeydiler. O gün tarihte görülmemiş bir vahşet ve acımasızlıkla Hz Muhammed’in torunlarını meme emmekte olan çocuklara varıncayadek şehit ettiler.Başının (10 muharrem H.61)yılın da kesilerek şehir şehir dolaştırılması susuzluktan bunalmış meme emmekte olan çocukların oklanması Hz muhammedin torunlarından olan kadınların ve şehit cesetlerinin üzerlerine vahşetle saldırıp talan ve yağma edilmesini tüm akrabalarının gözleri önünde şehit edilmesine tanık olan Hüseyin ölümün adım adım geldiğini sezmemesi olanaksızdır. Ama Hüseyin İnancın Kutsallığını imanın gücünü hakkın ve insanlığın zülme batıla ahlaksızlığa karşı olan zaferini tüm Dünya’ya eşiz biçimde göstermiştir.
Kerbela meydanı o günden bu güne yüzyıllarca okuduğu ve sonsuza kadarda okunacağı Tanrısal bir destana tanık oluyor.Tüm dünya Yezit ve yandaşlarını lanet lerken Hüseyin ve akrabalarını saygı sevgi muhabbetle anarak doğan çocuklarına bunların isimlerini koymuşlardır.
KÛFE ŞEHİTLERİ
- Müslüm bin Akil
- Muhammed bin Müslüm
- İbrahim bin Müslüm
- Meşkûr
- Hâni bin Urve
- Muhammed Kesir
- Mahdum Muhammed Kesir
- Kays A’râbi
- Gulam Selman
KERBELA ŞEHİTLERİ
- Hur bin Riyah
- Ali bin Hur
- Urve
- Mıs’ab bin Riyah
- Abdullah bin Amr
- Berir bin Hasin Hemedani
- Veheb bin Abdullah
- Ömer bin Halid
- Halid bin Ömer
- Said bin Hanzala
- Ömer bin Abdullah Muhyi
- Vakkas bin Malik
- Şerih bin Ubeyd
- Müslüm bin Avsece
- Mahdum bin Müslüm
- Hilal bin Raf’i
- Abdullah bin Abdurrahman
- Yahya bin Müslüm
- Abdurrahman bin Urve
- Malik bin Enes
- Ömer bin Muta
- Haşim bin Utbe
- Fazl bin Aliyyel-Murtaza
- Habib bin Mezahir
- Hazma bin Harir
- Zeyd bin Cafi
- Enes bin Makel
- Zehir bin Hasan
- Cafer
- Yusuf bin Haris
- Malik bin Utbe
- Fâris
- Hanzala bin Sa’d
- Zeyd bin Ziyad Şaabi
- Sa’d bin Abdullah
- Cebave bin Haris
- Ömer bin Cebave
- Muhammed bin Mikdad
- Abdullah bin Deccane
- Saad
- Kays binRebia
- Şit bin Seviyd
- Ömer bin Farrat
- Müslüm bin Hammad
- Abdullah bin Müslüm akil
- Cafer bin Akil
- Abdurrahman Meczub
- Muhammed bin Abdullah
- Muhammed bin Avf
- Avn bin Avf
- Abdullah bin İmam Hasan
- Muhammed bin Enes
- Sa’d bin Deccane
- Firuzan
- Kasım bin İmam Hasan
- Ebû-Bekir bin Aliyyel Murtaza
- Osman bin Aliyyel Murtaza
- Avn bin Aliyyel Murtaza
- Abdullah bin Aliyyel Murtaza
- Abbas bin Aliyyel Murtaza
- Ali Ekber bin İmam Hüseyin
- Ali Asgar bin İmam Hüseyin
- İmam Hüseyin bin Aliyyel Murtaza
İMAM ZEYNEL –ÂBİDİN(658-714)
Babası İmam Hüseyin Anası Yezid’i Cürd’ün kızı Şehribânudur Zeynel ağabeydin Kebela olayında 24 yaşında bulunuyordu.Ağır hasta olarak çadırda yatıyordu savaşacak er kalmayınca hasta yatağından kalkıp babasından savaşmak için izin istemişsede babası ona sana şimdiki halde şehitlik izni yoktur.Muhammed Ali soyunun devamı senin vucuduna bağlıdır soyumuz senden yürüyecektir sana emanetleri teslim edeceğim demiştir.Tarihçiler Hz Muhammed’in sarığını, Ali’nin kılıcını ve Fatıma’nın mushafını verdiğini yazarlar Bazılarıda İmamet ve Velayete ait sırları bildiğinden bahseder.Kerbela da tüm Ehli Beyt’in öldürülüp İmam Zeynel’in sağ kalması bir mucize niteliğindedir.
Zeynel-Âbidin köleliğin kaldırılması için ömür boyu savaşmıştır.Gelirinin hemen hemen tümüne yakın bölümünü harcayarak köle satın alır ve serbest bırakarak onları özgürlüğe kavuştururdu. Yemeklerini genellikle yoksul çocuklarla yerdi.Kendisine kötülük eden veya kötü söz söyleyenlere iyilikle tatlı dille yanıt verirdi.
Mezarı, Medine’de Baki mezarlığındadır.
İMAM MUHAMMED BAKIR (676-735)
Babası İmam Zeynel-Âbidin, anası İmam Hasan’ın KızıFatıma’dır.Kendisine Bâkır lakabı,”geniş bilgi sahibi” olduğunu belirtmek için denilmiştir.
İmam Bakır’ın yaşadığı süre içinde,Emevi soyundan Mervan oğlu Abdul Melik Abdul Melik oğulları Velid ve Süleyman, Abdul Aziz’in oğlu Ömer veAbdul Melik’in oğlu Yezit ve Hişam halife unvanı ile hükümdar olmuşlardır.Halife diye adlandırılan bu kişilerdenAbdul Melik babasının öldüğü ve saltanatın kendisine kaldığı söylenince elinde tuttuğu Kuran’ı yere fırlatarak “Bu seninle son Görüşmemiz”demişti bunun döneminde Kabe Haccacbin Yusuf tarafından mancınıklarla taşlanıp yakılmıştı. Velid Kuran’ı oklatmıştı kardeşi yezit İçki kumar düşkünü bir adamdı çok içerek alkol zehirlenmesinden ölen cariyesinin cesedi kokuncaya kadar birlikte yatmış idi
İşte İmam Bakır böyle bir ortamda yaşamıştı. Politikaya karışmamış ilimle meşgul olmuştur. Çağında bilginler sözlerini doğrulamak için “Muhammed Bakır böyle söyledi” demekle yetinirlerdi.
İmam Bakır’ın Emeviler tarafından zehirlenerek öldürüldüğü söylenir.
Mezarı Medine’de Baki mezarlığındadır.
İMAM CA’FER SÂDIK (699-765)
Babası Muhammed Bakır, anası Ebû-Bekir’in torunlarından Kâsım’ın kızı Ümmü-Ferve’dir.
Ca’fer Sadık zamanında Abdul Melik’in oğlu Hişam, Halife bulunuyordu.onun ölümü ile yerine kardeşiYezit’in oğlu Velid geçmiştir. Muaviye soyu’nun son hükümdarı Mervan zamanında Ebû Müslüm ve Abbasi ayaklanması patlamış,Hımar(eşek)lakabıyla anılan Mervan yakalanarak idam edilmişti.
Ayaklanmanın başında bulunan Ebû Müslüm İmam Ca’fer’e özel elçiler göndererek Halifeliği kabul etmesini istemiş fakat red cevabı almıştı.
İmam Ca’fer ömrü süresince uğraşısı dağılmış bulunan İslam ianacını toparlamak, halkın sınıflara bölünmesini önlemek Ehl-i Beyt yolunu korumak olmuştur. Bu yönde bir yığın eser bırakmıştır geride çağının bilginleri “İslam hukukundaİmam Ca’fer’den ileridekimse görmedim”demişlerdir
İmam Ca’fer binlerce öğrenci yetiştirmiştir.zamanının bilginleri ondan ders alabilmek için adeta yarışmışlardır.
Medine’de ölmüş ve Baki mezarlığında toprağa verilmiştir.
İMAM MUSA KAZIM (745-799)
Babsı Ca’fer Sâdık,anası Hamide’dir Mûsa Kâzım zamanında Ca’fer Mansur Mehdi, Mûsa ve Harun Reşid Halife unvanı ile hükümdar olmuşlardır.
Mûsa kazım’ın en büyük özelliği,Fakirleri koruması idi.Alçak gönüllü olması,halkın dertleriyle yakından ilgilenmesi nedeniyle çok sevilir ve saygı gösterilirdi.
Harun Reşid devri,ilim,edebiyat,ve fen alanlarında arap tarihinin en ihtişmlı devri idi. Aynı zaman dada Abbas oğulları saltanatında israf ve sefahatta doruğa ulaşmıştı bu gidişi İmam Musa’nın doğru bulmadığını bilen Harun Reşid İmam Musa’yıyaşantısı boyunca göz hapsinde tutu
İmam Musa’dan sonra imamet oğlu Ali Rıza’ya geçti :diğer oğlu Muhammed günlerini ibadet ve ilim ile geçirirdi. İbrahim Mükerrem Mucab lakabıyla anılırdı Hacı Bektaşi Veli’nin soyu onuncu göbekte İbrahim Mükerrem Mucab’a ulaşmaktadır.
İmam Musa Bağdat’ta hastalanarak hayata gözlerini yummuştur. Harun Reşid tarafından zehirletildiği söylensede kesin bir kanıt yoktur.
Musa kazım’ın türbesi Bağdat’ta Kazımiyye semtindedir.
İMAM ALİ RIZA (770-818)
Babası Musa Kazım, anası Mersiyye’dir Muhammed Taki’den başka oğlu olmamıştır. Birde kızı vardır.
Harun Reşit oğulları Emin ve Memun arsında ülkeyi paylaştırmıştı. Emin saltanatı kendi oğluna bırakmak için Memun’a karşı ordu Çıkardı yapılan savaşta Emin öldürüldü
Memun ,Emin’e karşı zafer kazanırsa Hilafeti Ali soyundan layık olana vereceğini halk huzurunda vaat etmişti sözüne sadık kalarak İmam Rızayı Medineden getirtti halifeliği ona teklif ettiysede İmam Rıza kabul etmedi Memun bunun üzerine fermanla İmam Rızanın velahd olduğunu açıkladı Kızı ümmü Habibe’yi de ona nikahladı.
İmam Rıza hastalandı kısa süre sonrada 48 yaşında öldü. Halife Memun buna çok üzüldü. Bazı tarihçiler aslında İmam Rızayı Halife Memun’un öldürdüğünü yazar. Diğer kısım tarihçiler ise Memun’un sevgive saygısında samimi olduğunu yazar.
İmam Rıza’nın Türbesi İranda Tus Şehrindedir
İMAM MUHAMMED TAKİ (810-835)
Babası İmam Ali Rıza, anası Şebike’dir Soyu Ali Naki’den yürümüştür. Kendisinden sonra İmamlık ona geçmiştir.
Halife Memun İmam Takiyi Bağdat’a getirdi. Kızı Ümmü Fazl ile evlendirdi. Memun’un ölümü üzerine Medin’ye yerleşti Memun’un yerine Halife olan Mutasım İmam Taki’yi Bağdat’a davet etti Mutasım’la yediği bir yemekden sonra aniden hastalanarak öldü Bu olay Halife tarafından Öldürüldüğü şeklinde yorumlandı.
Bazı söylentilere görede Halife ile yediği yemekten sonra karısı Ümmü Fazl zehirleyerek Halife öldürdü süsü vermiştir Çünkü İmam Taki ile Karısının geçinemedikleri herkes tarafından biliniyordu Öldüğünde 28 yaşında idi
Muhammed Taki’nin Türbesi Musa Kazım’ın Türbesinin yanındadır.
İMAM ALİ NAKİ (829-868)
Babası Muhammed Taki, anası Semanet’dir.Dört oğlu olmuştur Kendisinden sonra Büyük oğlu Hasanü’l –askeri İmam olmuştır
Ali Naki zamanında Mütevekkil ,Muntasar Mustain veMutezzin halife olmuşlardır. Mütevekkil alabildiğine zevkine düşkün sadist birisi idi İmam Hüseyin’in Türbesini Şam’a nakletmeye kalkışmıştı. İmam Ali Nakiyi Irak’a davet etmişti.zorla götürülmesini önlemek için daveti kabul ederek Irak’a gelerek Samarra kentine yerleşti.Samarra Türk askerlerinden oluşan bir ordugahtı.Türk komutan Vasıf , halifenin adamlarına İmam Ali Naki’ye kötülük yapıldığında kendilerini sorumlu tutacaklarını söyleyerek muhtemel bir suikastı önlemişlerdi.Mütevekkeil Türk komutan Vasıf’ın yaptığı bir darbe sonucu öldürüldü.
Yerine geçen oğlu Muntasar’da bir yıl geçmeden Öldürüldü Onun yerine geçen Mustain ,Mütevekkilin oğlu Mutezzin tarafından katledildi. Mutezzin’in de Salih bin Vasıf tarafından öldürüldü
Bu çalkantılı dönemlerde İmam Ali Naki sakin ve tertemiz yaşantısınısürdürmüş ,bilimle ve kitaplarla meşgul olmuştur.
Türbesi Irak samarra kentindedir.
İMAM HASAN ASKERİ (846-873)
Babası Ali Naki,anasıHadis lakabıyla anılan Selil’dir. Selil çok bilgin bir kadın olduğu, özellikle hadis ve ayetleri,yerleri ve anlamlarıyla bildiği için kendisine hadis denmiştir.
İmam Askeri’nin Muhammed’den başka Çocuğu olmamıştır. Irak Samarra’da askerlerin içinde oturduğyndan Kendisine”Askeri “lakabı verilmiştir.Askerler kendisine çok saygı gösterirdi.
İmam Hasan Askeri zamanında Mutezzin ,Muhtedi ve Mutemit halife oldular Mutemit çok acımasıs bir kişi idi Devrinde yarım milyon insanı katlettiği söylenmiştir.Halkın İmam Askeriye saygısından yararlanmak için Akraba olduğunu her fırsatta ileri sürüyor ona karşı saygılı görünüyor;Fakat gizliden gizliyedebaskı vezulum yapmaktanda geri durmuyordu .Hatta bir ara İmam Hasan Askeri’yi göz altında tutmuş zindana koydurmuştu. Bir müddet sonra askerlerdençekinerek zindandan çıkardı isede İmam Askeri yakalandığı hastalıktan kurtulamayarak Irak’ın Samarra kentinde 27 yaşında hayata gözlerini yumdu
İMAM MUHAMMED MEHDİ(868-………)
On ikinci ve son İmam Muhammed Mehdi, Hasan Askerinin tek oğludur.Anası Nercis Hatundur.
İslam aleminde, Mehdi kadar üzerine çok söz söylenen ve yazılan konu pek azdır. Bu yazılar ve tartışmalar çağımıza kadar aralıksız süre gelmiştir.
Mehdi’nin Doğumuna Babası anası ve halası tanık olmuştur.Hakime Methinin doğumunda hazır bulunduğunu kesin biçimde açıklamış.
Mehdi’nin yaşamı tamamen bir sır perdesidir. Kimse ile yüzyüze görüşmemiştir.Halka yapacagı duyurularını Ebu Amr Osman,Ebu Ca’fer, Muhammed, Hüseyin bin Ruh, Muhammed Samuri adında dört sefiri aracılığı ile yapmıştır.
İnananların,umut ışığı haline gelmiştir Halk inanışında Bir mağarada sır olduğu dünyaya tekrar geleceği Alemi zulümden arıtıp adaletle dolduracağı söylenerek günümüze kadar gelmiştir. Hükümdarlara karşı yapılan tüm kıyamlarda halkın desteğini almak için,Tüm ayaklananlar Mehdi adına ortaya çıkmışlardır.